AŞİRETÇİLİK VE AYDINLANMA
Doğu ve güney doğunun ileriye dönük bir geliştirme gösterememesinin temel sebebinde halkın gruplaşmaya gitmesi vardır. Aslında gruplaşma kelimesini kaldırarak onun yerine AŞİRETÇİLİK’’kavramını kullanabiliriz. Aşiretçilik zaten ailesel bağdamda toplu bir gruplaşmayı gösterir. Bu gruplaşma insaniyet değerlerinin ölmesine sebebiyet olur. Ailesel gruplaşmaların olması, çatışmaların yoğunlaşmasını sağlar. Huzursuzluklar artar, ortam vaveylalara döner. Öyle ki halkta medet umma diye bir şeyden söz etmek bile mümkün olmaz.
Biz doğu ve güney doğu halkı olarak gelişmek, ilerlemek istiyorsak ilk ve temel etken olan aşiretçilik fikrini ortadan kaldırmalıyız. Aksi takdirde ilerleme gösterebilmemiz sadece devlet ve devlet büyüklerinin ayağına bağ olarak olur. Yani biz ağyar bir çiçek olu etrafımıza zarar vermekten başka bir işe yaramayız. Çünkü aşiretçilikte şu hususlar çok önemlidir:
a)torpille işe girmelerde artış olur
b)daha başarılı olan kişinin yerine akraba olanlara öncelik tanınır.
c)kişiler sadece kendilerine ve yakınlarına çalışır.
d)herkes kendi yakınına oy vereceği için daha kaliteli insanların başa gelmesi zorlaşır.(akrabam olsun kim olursa olsun. Fikri)
e)insanların daha özgür düşünceleri ortaya koymaları zorlaşır.(kadın ve kızların olduğu gibi)
f)aday olacak fertlerin proje üretmelerindeki olanaklar kısıtlanır. Çünkü kimse projelere gereksinim duymaz herkes kendi adamına bakar.
Aşiretçiliğin daha sayamadığımız nice kötü etkileri vardır. Bizim bu yöreler üzerinde etkili olması adeta insanlarımızın zihniyetlerinin körelmesine sebebiyet gösterir.
Özelikle şunu unutmamak gerekir ki aşiretçiliğin olumsuz yanlarını ele almamız onları kültürel bir sermaye olarak ta yok etmeliyiz anlamında anlaşılmamalıdır. Her aşiretin her toplumun kendi içinde güzellikleri doğruları vardır. Örneğin insanların kenetlenmesi birlik beraberlik olması gibi her toplum kendi örf ve adetlerini, gelenek ve göreneklerini özgürce yaşamasını bilmelidir. Ama burada unutulmaması gereken bir şey var. Bir il için bir ilçe için en iyisini seçmek gerekir.
Günümüz dünyasında aşiretçilik bağdamın da olan şeyler artık fazla önem kaydetmemektedir. Çoğu bir hamur misali şehirlerde yoğrulup kaybolmaktadır. Gruplaşmalar içerisinde büyük bir unsur olan aşiretçilik günümüzde gelişmekte olan iller ve ilçeler için bir bağ olmaktan başka hiçbir işe yaramamaktadır. Ama bunun önüne geçmekte hiç kolay bir şey değildir. Ve yıllar boyunca da böyle devam edecektir. Eğer aşiretçilik fikrinden kurtulmak istiyorsak okumalıyız. Çokça okumalıyız ki bu fikri tarumar edip yegâne yeni idealist fikri şahıslar görmeliyiz. Dinimiz islamiyette bile okumakla ilgili çok güzel sözler vardır.(bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum) gibi. Ama yine de toplumlarımız kendilerini çok fazla dindar gösterip ne kız çocuklarını okutuyor nede eğitim ve öğretime destek veriyor. Gerçi eğitimcilerimizde böyledir. Bize hep ‘’okuyun ‘’okuyun’’okuyun’’derlerdi. Bizde ‘’okuduk’’okuttuk’’okunduk’’ama fazla bir etki gösterdiğine kanaat getirmemekteyim.
Hâlbuki halkın refah seviyesini düşünen halkın çıkarlarını düşünen bir kişi kendi çıkarlarını kendi akraba çıkarlarını gözetmeksizin o halka yararlı olmaya bakmalıdır. Sadece akraba ve parasal açıyı göz önünde tutan bir kişiden böyle şeyleri beklemek abese iştigal eder. Öncelikle bizim toplumların seçmen konusunda fikirlerini değiştirmeliyiz.’’bizim için bizden olanın olması gerekir. Gibi eski çağ sözlerini geriye bırakmalıyız. İlimize ilçemize aday olacak kişiden öncelikle şunları istemeliyiz:
a)nasıl bir kişiliği var
b)bu yükün altında kalkabilir mi?
c)eğitim durumu nasıl
d)lisanını iyi kullanabiliyor mu?
e)ili veya ilçesi için ne gibi projeleri var.
f)bu projeleri yürürlüğe koyması bir hayal mi yâda realiteye uygun mu?
g) halkını halk olduğu için eşit seviyede görebiliyor mu?
h)ayrımcılık yapma gibi bir kaideye sahip mi?
ı)insanlarla diyalogu nasıl
Bu ve benzeri daha birçok etken var bunları iyi bilmek gerekir. Çünkü önemli olan boş sözler değil icraatlardır. Şunu unutmamalıyız ki rüşvet veren rüşvet alır. Bu kural değişmez. Geçmişi düşünüp gelecek hakkında iyi planlar yapmalıyız.
Eğer Allah insanı diğer varlıklardan ayrı kılıp ona aklı vermişse bize de düşen bunu iyi kullanabilmektir. Çünkü göz güzel görmeyi akıldan öğrenir. Boş laflarla edebiyat yapmaktansa halkına öğütler vermek en güzel şeydir.
İşte okumanın eğitim ve öğretimin önemi burada ortaya çıkmaktadır. Eğer bunlar olursa o zaman böyle sıkıntıların olma ihtimali daha düşük olur. Yani çamur at izi kalsın gibi zamansız sözlerden ırak olmalıyız. Eleştiriyi önce çok iyi bilmeliyiz daha sonra eleştiri yapacak seviyeye gelmeliyiz. Eleştiri yapabilmek için de eleştireceğimiz kişiden ya daha iyi seviyede olmalıyız yâda o seviyeye yakın olmalıyız. Yoksa boş lafla bu işler yürümez.
Her şey ezilmiş olan bu halkımız için ondandır ki aşiretçiliği ve il veya ilçe yönetimini ayrı kefelere koyup ince eleyip sık dokuyarak anlamak ve anlatmak gerekir.
Sevgiler saygılar
Yazar ve şair: Aslan KAYA
|